İk durağımız, yaklaşık 650 yıl boyunca büyük dünyadaki Süryanilerin merkez patrikliğni yapmış olan Deyrulzafaran Manastırı olacaktır. Manastır içinde ilk önce Şemsiler tarafıdan üçbin yıl önce inşa edilen güneş tapınağını daha sonra mezarlı odasını ana kilise bölümünü Meryemana Kilisesini ve manastırın avlusunu geziyoruz. Buradan ayrıdıtan sonra bedenimizi Mezopotamya ovasının düzlüğüne bırakıyoruz.

Ovanın içnden geçerek Dara Antik Şehri’ne varıyoruz. Burada bizi ellerinde çiçeklerden taçlarla köyün sevimli çocukları karşılıyor. Kurtuluş Pers imparatoru Darius’a dayanan, Persler ve Romanlıar arasıda bütün savaşara sahne olan kentte ilk öce kayalara oyulmuş mezarlı alanı dolaşıoruz. Daha sonra köy içndeki yeraltındaki devasa sur sarnıcını görüyoruz. Şehrin sur kalıntılarını su kanallarını Mezopotamya’nın ilk su barajı ve kemerli Roma köprülerini de gördükten sonra kalbimizin bir parçasını bu güzel antik şehirde bırakıp köyden ayrılıyoruz.

Tarihi İpek Yolu’ndan seyredip Tükiye Suriye sınırına paralel ilerleyerek Nusaybin’e varıyoruz. Nusaybin içinden geçerek Beyaz Su Vadisi’ne doğru ilerliyoruz. Buradaki temiz oksijeni ve su sesi adeta ruhunuzu mest edecek havasıyla eşlik ediyoruz. Zor da olsa bu cennet gibi yerden ayrılıp Midyat’a doğru yol alıyoruz.

İlk önce dünyanın sayılı büyük bir çok dizi ve filme ev sahipliği yapmakta olan Devlet Konuk Evi’ni geziyoruz. Ükemizde gümüş ve telkâri el sanatının kalbi sayılan çarşımızda siz değerli misafirlerimize alışveriş için serbest zaman veriyoruz ve alışverişten hemen sonra Hasankeyf’e doğru yol alıyoruz.